Skip to main content

İyisiyle kötüsüyle 2023’e veda ederken yüzümüzü yeni yıla ve yeni fırsatlara çeviriyoruz. Karbon nötr deadline’ı olan 2050’ye adım adım yaklaşırken 2024’te bizi neler bekliyor? 2024 yılı için yapılan sürdürülebilirlik öngörüleri ve gelişmelerini sizin için ele aldık. Şimdiden herkese iyi seneler ve keyifli okumalar!

2024 sürdürülebilirlik gündeminde bizi neler bekliyor?

Son yıllarda patlama yapan ve pek de doğal olmayan doğal afetler hükûmetlerin, kurumların ve kişilerin sürdürülebilirlik kaygılarını güçlendirdi. En basit haliyle yılbaşına saatler kala kısa kollu tişörtle camlar açık oturmak pek de normal bir durum gibi hissettirmiyor. Negatif faaliyetlerin gezegenimiz üzerindeki etkisi artarken yeni yıl için olumlu hislere sahip olmak zor. Zor hava koşullarının ve afetlerin dünya genelinde yaygınlığının artarak devam etmesi bekleniyor. Akabinde nüfuslar, ülkelerin ekonomik performansları ve hayati bir kaynak olan suya dayanan kilit endüstriler bu durumdan oldukça etkilenecek.

Odak noktamız su kıtlığı

S&P Global Sustainable’in önümüzdeki on yıl için yaptığı iklim senaryosu tahminleri dünyanın birçok yerinde su stresinin ve kuraklık sıklığının artacağını öngörüyor. Peki olası bir su kıtlığı nelere yol açabilir?

  • Giderek sıklaşan kuraklık ve şiddetli yağışların elektrik üretimini engellemesi bekleniyor. Yaşanan aşırı hava olaylarıyla birlikte artan kurumsal elektrik maliyetleri ve hükûmetlerin mali harcamaları genel anlamda olumsuz bir etkiye sebep olacak.
  • Kuraklık ve seller gelir kaynağı tarım olan bölgeleri sekteye uğratacak. Bununla bağlantılı olarak artan gıda kıtlığı, daha da önemlisi güvenli gıdaya erişim sıkıntısı özellikle dezavantajlı bölgeleri zorlayacak. İklim krizi etkisini artırdıkça mahsul verimlerinde daha güvenilmez hale gelme, üreticiler, ihracatçılar ve tüketiciler için maliyetlerin artması ve ihracat gelirlerinin azalması gibi risk unsurlarıyla karşı karşıya kalabiliriz.
  • Hükûmetler su kullanımına dair denetimi artıracak. Hem bölgesel hem de küresel olarak su kullanımı mercek altına alınırken, su stresiyle mücadele eden işletmeler daha fazla desteklenebilir.
  • Kuraklık lojistik sistemlerinde de gecikmelere ve mali artışlara neden olacak. Su kütlelerinde artan su stresi seviyesinin tedarik zincilerini olumsuz etkilemesi bekleniyor. Yağış düzenlerinin değişmesi lojistik işlemleri karayolu taşımacılığına daha fazla bağımlı olmaya zorlayacak. Artan kara lojistiği talebi tarım sektörünü kamyon şoförlerinin sık sık yaptığı grevlere karşı daha savunmasız hale getirirken, gecikmeleri daha da kötüleştirebilir ve ürünlerin bozulma ihtimalini artırabilir.

Peki sürdürülebilirlik sektörü 2024’te nasıl çözümlere eğilecek?

Yenilenebilir enerji taleplerinde patlama

Dünya ülkeleri iklim değişikliğinin varoluşsal kriziyle boğuşurken, küresel enerji ortamında çok önemli bir değişim yaşanıyor. Küresel enerji liderliği fosil yakıtlardan yenilenebilir enerji kaynaklarının eline geçiyor. Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) yakın tarihli bir raporu yenilenebilir enerjinin geleceği için umut verici bir tablo çiziyor. 2024 yılında küresel yenilenebilir enerjinin üretim kapasitesinin 4.500 gigawatt’ı aşarak fosil yakıtlarla eşitleneceği öngörülüyor. Yeşil devrimin bayrak taşıyan iki ana gücü ise rüzgar ve güneş enerjisi. Bu iki enerji lideri önümüzdeki beş yıl içinde küresel kapasitelerini iki katına çıkararak hem doğalgazı hem de kömürü geçmeye hazırlanıyor. 

Kaynak: Unsplash

ABD’de yenilenebilir enerjinin 2024 yılına kadar toplam elektrik üretiminin %26’sını oluşturması bekleniyor. Bu oran 2022 yılında %22’ydi. 

Avrupa’ya dönelim. Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin ardından AB ülkeleri, Rusya’nın doğalgaz ithalatına olan bağımlılıklarını azaltmak amacıyla yenilenebilir enerji dağıtımlarını hızlandırdı. Savaş öncesi tahminlerle karşılaştırıldığında 2023 ve 2024 için AB’de yenilenebilir kapasite ilavelerinde %40’lık bir artışa yol açtı​. Ayrıca son 18 ayda politika ve düzenlemelerde yapılan kapsamlı değişiklik, büyük ölçekli rüzgar ve güneş enerjisi tesislerinin konuşlandırılmasına odaklanıyor. 

Çin ise 2023 ve 2024’te artması beklenen küresel yenilenebilir kapasite ilavelerine katkısıyla yenilenebilir enerji sahnesine hakim olmaya devam ediyor. 2024 yılına gelindiğinde Çin, küresel yıllık yenilenebilir kapasite dağıtımının %55’ine sahip olacak. Ayrıca tüm yeni denizaşırı rüzgar projeleriyle birlikte kapasite kullanımının %70’inden sorumlu olacak.

Ancak bu geçişin engelleri de yok değil. Tedarik zinciri sorunları ve yasal zorluklar yenilenebilir enerjinin yaygınlaşmasının önünde engeller oluşturmaya devam ediyor. Bu zorluklara rağmen 2024’te yenilenebilir enerjinin geleceği parlak görünüyor.

Sürdürülebilirlik istihdamında artış

Dünya sürdürülebilirliğe odaklandıkça iş piyasasında da büyük ölçekli fırsatlar doğuyor. İşletmeler, hükûmetler ve bireyler önceliklerini değiştiriyor. Yani yenilenebilir teknolojilere yatırım yapıyor ve daha yeşil uygulamaları benimsiyor. İklim eylemi ve karbonsuzlaştırmaya yönelik acil ihtiyaç, sürdürülebilirlik alanında beceri ve uzmanlığa olan talebin artmasına neden oluyor. 

İşletmeler net sıfır emisyona ulaşmak için sürekli artan bir yarış içinde ve yeni nesil profesyonellere ihtiyaç duyuyor. Pazarlama ve insan kaynakları gibi geleneksel roller bile yeşil renkle yeniden tanımlanıyor. Bu kariyer rolleri sürdürülebilir uygulamalar hakkında derin bilgi sahibi olmayı gerektirmesinin yanı sıra bu uygulamaların toplumun ve iş dünyasının daha geniş sosyal ve ekonomik yönleriyle nasıl bağlantılı olduğuna dair de bir anlayış gerektiriyor. Daha doğrusu bir zamanların fütüristik yeşil teknolojilerine ve yenilenebilir enerji kaynaklarına dair vaatler artık meyvelerini vermeye başlıyor. 

Kaynak: Unsplash

Karbon yönetimi yazılımı, karbon yakalama ve depolama, hidrojen enerjisi ve yeni nesil fotovoltaikler gibi yeni gelişen endüstriler ilgi odağı haline gelerek çok sayıda yeni meslek yaratıyor. Sonuç olarak 2024’te sürdürülebilirlik istihdamının dramatik bir şekilde ikiye katlanacağını söyleyebiliriz. Bu artış küresel ekonominin yeşillenmesinde de önemli bir rol oynayacak. Bu öngörüyü daha somut hale getirmek için yaygınlaşması ve rağbet görmesi beklenen iş unvanlarını şöyle sıralayabiliriz: 

  • Sürdürülebilirlik yöneticisi 
  • Karbon muhasebecisi 
  • Sürdürülebilir ürün uzmanı 
  • Çevre uyumluluk görevlisi 
  • Sürdürülebilir satın alma görevlisi 
  • Sürdürülebilirlik danışmanları

CSRD çalışmalarının hızlandırılması

2024 yılı sürdürülebilirliğin çeşitli sektörlerdeki şirketler için stratejik bir zorunluluk haline geldiği, daha yeşil ve daha sürdürülebilir bir geleceğe doğru olumlu değişimi teşvik ettiği bir dönüm noktası olacak.

2024 yılında şirketlerin Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlaması Direktifi’ne (CSRD) hazırlanmaya yönelik çabalarını görebiliriz. İşletmeler, çevresel zorluklara acil çözüm bulma ihtiyacının giderek daha fazla farkına varıyor. Ve sürdürülebilirliğe olan bağlılıklarını gösterdikçe sağlam karbon yönetimi uygulamalarının önemini de fark ediyorlar. Çevresel performansla ilgili olarak kurumsal şeffaflığı ve hesap verebilirliği artırmayı amaçlayan CSRD, şirketlerin sürdürülebilirlik girişimlerini önceliklendirmeleri ve hızlandırmaları için bir katalizör görevi görecek. 

Ayrıca karbon yönetimiyle ilgili mali teşvikler, şirketleri CSRD hazırlıklarını hızlandırmaya daha da teşvik edebilir. İşletmeler karbon yönetimi yazılımlarına yatırım yaparak ve kapsamlı çevresel raporlama sistemlerini devreye alarak yalnızca uyumluluk gereksinimlerini karşılamakla kalmayıp aynı zamanda rekabet avantajı da elde edebilir. Sürdürülebilirliği proaktif bir şekilde benimseyen şirketler tüketici gözünde de iyi bir konum edinecek. Böylece yeşil şirketler için uzun vadeli büyümeden ve kârlılıktan söz edebiliriz.