Skip to main content

“Bir şehrin sokaklarından ve diğer kamusal alanlarından bahsettiğimizde aslında şehrin kendi kimliğine değiniyoruz. İnsan alışverişleri ve ilişkileri, alanların kullanım çeşitliliği ve işlevi, toplumun çatışmaları ve çelişkileri bu alanlarda kendini gösteriyor.” – Lara Caccia, WRI Brasil Cidades Sustentáveis Kentsel Gelişim Uzmanı.

Yüksek kaliteli ve kapsayıcı kamusal alanlar için hangi ilkeler göz önünde bulundurulmalı?

İlk defa ziyaret ettiğimiz bir kentin hangi parçaları zihnimizde yer eder? Yerel halkın gündelik koşturmasının içinde geçip gittiği kalabalık meydanlar mesela. Ya da iki sevgilinin, neşeli arkadaş gruplarının buluştuğu sokak köşeleri. Farkında olmasak da tarihi dokusu ve geçmişinin yanı sıra bir kente dair izlenimlerimizi kamusal alanların kalitesi belirliyor.

Kentsel boşlukları yaşamla dolduran kamusal alanlar esasında “kent” kelimesinin altında yatan anlamın temelini oluşturuyor. Eğer bir kentin elemanları sakinlerin ya da ziyaretçilerin ihtiyaçlarına hitap etmiyorsa, yeteri kadar özenilmemiş ve iyi korunmamışsa tarihin tozlu sayfalarına gömülmeye doğru yol alıyor. Özellikle kentsel hareketlilik ve toplumsal yaşam açısından belirleyici bir unsur olan kamusal alanların efektif bir şekilde planlanması, teoride cansız olarak nitelendirilen nesnelerin bir ruh kazanmasının birincil koşulu olarak konumlanıyor.

TheCityFix Brasil tarafından yayınlanan “Public Spaces” (Kamusal Alanlar) serisi, kentlerdeki günlük yaşantılarımız üzerinde etkisi olan kamusal alanlara dair farklı yönleri keşfederken bize ışık tutuyor.

1.Kullanım çeşitliliği

Barlar, restoran, kafe, konut, ofis ve ticari alanların harmanlanmasının insanları cezbettiği ve çevreye daha dostane bir hava kattığı su götürmez bir gerçek. Bu noktada kullanım çeşitliliği, alanların güvenliğine katkıda bulunan dış faaliyetler üretiyor. Daha fazla insanın sokaklarda vakit geçirmesi özellikle dezavantajlı bölgelerde suçun önlenmesine de yardımcı oluyor. Püf nokta ise bu çeşitliliğin günün her saatini kapsaması gerekliliği. Alanlar ne kadar davetkar olursa olsun, yalnızca gündüzleri meşgul ve geceleri yine de güvensiz yerler olacaktır. Kamusal alanların insanların bir arada yaşamasını ve kalıcılığını teşvik edecek şekilde planlanması da güvenliğe yatırım yapmanın önemli bir adımı.

Kaynak: Flickr

2.Aktif ön cepheler

Binaların zemin seviyesi, kaldırım ve cadde arasındaki bağlantı gibi detaylar güvenlik ve kentsel tasarımın çekiciliğine katkıda bulunuyor. Görsel olarak daha ilgi çekici caddelerin insanlar tarafından daha sık kullanıldığını söyleyebiliriz. Örneğin büyük çoğunluğumuz güneşli bir pazar gününü seyir zevki yüksek bir caddede yürüyerek geçirmekten keyif alıyoruz. Ek olarak, görsellik ile kurulan bu ilişki insanların kenti nasıl algılayacaklarını ve onu nasıl kullanacaklarını da etkiliyor.

3.Sosyal boyut ve kentsel canlılık

İnsanları bir araya toplayan kamusal alanlar, sosyal boyut üzerinde azımsanamayacak bir etkiye sahip. Geniş ve erişilebilir caddeler, meydanlar, parklar, kaldırımlar, bisiklet yolları ve kent mobilyaları insanlar ve çevre arasındaki etkileşimi harekete geçirerek mekanın olumlu bir şekilde kullanılmasını sağlıyor. Bu kullanım ve akabinde gelen katılım oranı da kent aidiyeti için elde etmek istediğimiz kentsel canlılığı doğuruyor. Yüksek yoğunluklu kentsel alanlara odaklanmanın yanı sıra, şehir merkezinde yaşamayan nüfusa kaliteli kamusal alanlar garanti ederek çevre bölgeleri de dikkate almak oldukça önemli.

Kaynak: Unsplash

4.İnsan ölçeği

Yüksek ölçekli ve yüksek yoğunluklu yapılar insanların sağlığını olumsuz etkileyebilir. Jan Gehl, saha araştırmalarında insanların daha canlı ve daha aktif ortamlarda daha yavaş ve daha sessiz yürürken, boş veya hareketsiz alanlardan geçerken daha hızlı yürüme eğiliminde olduklarını belirtti. Özetle insan ölçeğindeki yapılar, insanların kamusal alan algıları üzerinde olumlu bir etkiye sahip. İnsanın odağa alındığı bir yapılaşma hali, o alanın planlama sürecinde dikkate alındıklarını hissettiriyor.

5.Işıklandırma

Verimli ve insan odaklı aydınlatma, geceleri kamusal alanların doluluğunu kolaylaştırarak güvenliği artıracaktır. Yaya ve bisikletli sakinler göz önün alındığında genel aydınlatma kurguları, doğal ışık mevcut olmadığında daha güvenli hareket etmek için gerekli koşulları yaratır.

6.Yerel ekonomiyi canlandırmak

Kaliteli kamusal alanlar, yalnızca eğlence ve yaşam alanları sunarak insanlara fayda sağlamakla kalmaz, aynı zamanda yerel ekonomiyi canlandırma potansiyeline de sahiptir. Güvenli ve çekici koşullar, yürümeyi ve bisiklete binmeyi teşvik ederek yerel ticarete kolay erişim sağlayacaktır. Üstelik sürdürülebilirliği de teşvik eder.

7.Yerel kimlik

Mahalleyi karakterize eden küçük işletmeler için de kamusal alanların planlanması oldukça önemli. Büyük işletmelerin (süpermarketler veya diğer zincir şirketler gibi) genel olarak ekonomiye katkıları olabilir ancak mahalle ölçeğinde çok az katılımları vardır. Mahalle bakkalından alışveriş yaparak tekelleşmeye karşı çıkmayı katılımcılığa bir destek gibi düşünebiliriz. Aslında buradaki destek hissi de küçük işletmeler ve girişimlerin yarattığı kişiliğe ve kimliğe katkıda bulunmanın öneminden geçiyor. Bir kamusal alan planlanırken, insanlar ve yer arasında güçlü bir ilişki oluşturmak için bölgenin sosyal dinamiklerini ve kültürel özelliklerini dikkate almak gereklidir.

Kaynak: Flickr

8.Eksiksiz caddeler

Mümkün olan her yerde, ortak alanlar “Complete Streets” (Eksiksiz Caddeler) ve “paylaşımlı alanlar” ilkelerine uygun olarak düşünülmelidir. “Complete Streets” konsepti, tüm kullanıcıların (yayalar, bisikletçiler, sürücüler ve toplu taşıma kullanıcıları) güvenli dolaşımını sağlamak için tasarlanmış sokaklara karşılık gelir. İyi durumdaki kaldırımlar, bisikletler için altyapı, şehir mobilyaları ve tüm kullanıcılar için tabelalar tam bir cadde oluşturabilecek unsurlar arasındadır.

9.Yeşil alanlar

Büyük şehirler için genellikle aynı sorundan şikayet ediyoruz. Beton yoğunluğunun arasında boğulmamızı engelleyecek bir tutam yeşilliğe hasret kalmak. Bitki örtüsü, hava kalitesine katkıda bulunmanın ve yaz aylarında sıcaklıkları düşürmenin yanı sıra, insanları açık hava etkinliklerine çekerek kentleri bir nevi insancıllaştırma gücüne de sahiptir. Şehirler daha yoğun hale geldikçe, kentsel ağaçlandırma insanların stres seviyelerini azaltabileceği ve şehirlerde refahı artırabileceği için yeşil kamusal alanlara erişim daha da önemli hale gelecektir. Ayrıca ağaçlar, bitkiler ve çiçek tarhları, kentsel drenaj ve biyolojik çeşitliliğin korunması için stratejik öneme sahiptir.

10.Sosyal katılım

Sakinleri kentsel kamusal alanların veya yaşadıkları mahallelerin tasarımına, planlanmasına ve yönetimine dahil etmek, bu alanların kalitesini korumak için esastır. Kamusal alanların her mahallede ve toplulukta farklı kullanımları ve anlamları vardır. Sakin katılımı, kamusal alanın doğasının ve kullanımının topluluğun farklı ihtiyaçlarını karşılamasını sağlar. Bir alan, yerel halkın istek ve isteklerini yansıtmıyorsa, kullanılamayacak ve bakım yapılmayacaktır. Sosyal katılım, daha güvenli ve eşitlikçi kamusal alanların inşası için merkezi bir unsurdur.