Skip to main content

Sürdürülebilir ve nefes alan kentler için ulaşımda ekstra esneklik ve sürdürülebilir bir alternatif olarak bisikletler öne çıkıyor.İnsanı çocukluğuna götüren ve genellikle eğlence aracı gibi bir imaj kazanan bisikletler, kent planlamacılarının izin verdiği takdirde mükemmel bir ulaşım aracı olarak konumlanıyor. 

Kent planlamacılarının izin verdiği takdirde diyoruz çünkü toplu taşıma, araç trafiği ve bisiklet ulaşımının sürdürülebilir bir şekilde birbirine entegre olması toplum güvenliği için büyük önem arz ediyor. Toplu taşıma ile birlikte değerlendirildiğinde uzun mesafede dahi tamamlayıcı bir seçenek olan bisiklet ulaşımı toplum sağlığı için de iyi bir alternatif. Şehir altyapısı ve kentsel farkındalık gibi dinamikler doğru eşleştirildiğinde elde edilecek güçlü ve yeni ulaşım metodu yerel sakinlerin seyahat deneyimini geliştirebilir.

Toplu taşıma ve bisiklet birlikteliği

Kaynak. Pexels

Peki bisikletlerin tekrar sükse kazanmasının asıl sebebi ne? Benzinden tasarruf edildiği için daha ekonomik olması mı? Yoksa karbon salınımının önüne geçtiği için sürdürülebilirliği ile mi göz dolduruyor? Belki de bazılarımız için sabah ya da akşam yolculuklarını daha keyifli hale getirdiği için tercih ediliyordur. 

Etkili bir ulaşım ağı her kent için kritik bir öneme sahip. Özellikle büyükşehirlerde yaşayan insanlar için halk sağlığı ve hareket eden kentler tasarlamak yaşadığımız yer tarafından önemsendiğimizi hissettiriyor. Banliyö gibi uzak bölgelerin de merkeze dahil edilmesi, hem toplum hissini hem de gündelik hayatın içinde gereken seyahat faaliyetlerini bütünleştiriyor.

Yani aslında birbirine rakip olacağı düşünülen iki ulaşım biçimi birbirini kusursuz bir şekilde tamamlayacak koca bir kentin iki ucunu bir araya getiriyor da diyebiliriz.

Pandeminin bisiklet ulaşımına etkisi

Her ne kadar maskeler çıkınca unutuldu diye düşünsek de dünya pandemi sonrası işlevsel olarak büyük bir değişime uğradı. İş gibi, okul gibi direkt olarak hayatımıza dokunan alanların büyük bir dönüşümden geçmesi, yaşadığımız hayatın belki de birkaç sene önce hayal bile edemeyeceğimiz hale gelmesine neden oldu. Bugün pek çok iş yeri uzaktan çalışma ya da hibrit sistemine geçti. Keza gerekli altyapıyı bir şekilde oturtan okulların da uygulamalı olmayan çoğu dersi uzaktan vermeye başladığına şahit olduk.

Kaynak: Pexels

Toplu taşıma ise pandemi sürecinde insanların en çok çekindiği alanlardan biriydi. Kalabalık insan grupları ile bir arada olmak istemeyen pek çok insan alternatifleri dahilinde daha bireysel tercihlere yöneldi. Kentsel altyapının uygun olduğu yerlerde yürüyüş, bisiklet, scooter gibi seçenekler hem sağlık hem de hareket açısından büyük bir sükse yaptı diyebiliriz. Nihayetinde bisiklet ulaşımında sosyal mesafe kurallarına uymak daha kolay ve gündelik hayatın yavaşlamasıyla azalan araç trafiğinde yolları kullanmak da kaçırılmaz bir fırsat.

Böylece insanların uğruna kampanyalar düzenlediği bisiklet dostu alanlar olumsuz bir dönemin ardından kendiliğinden ortaya çıkmış oldu. Kentsel alanları bisiklet sürücüleri için iyileştirmek adına atılan basit ama çözüm odaklı bazı örneklere göz atalım.

Berlin’de çıkarılabilir bisiklet bantları

Berlin’in Kreuzberg semtindeki yerel yetkililer, bisikletçilerin gerekli 1,5 metre mesafeyi korumalarına yardımcı olmak için iki bisiklet şeridini geçici olarak genişletti. Bu çözüm Almanya’nın koronavirüs kısıtlamaları nedeniyle kaçınılmaz ancak oldukça pratik bir seçenekti.

Konsey, bisiklet güvenliğini artırırken trafikte bir engel oluşturmadığı için planı başarılı ilan etti. Çıkarılabilir bant ve mobil işaretler, mevcut sınırlamalar kaldırıldığında değiştirilebilecek olan daha geniş şeritleri işaretledi.

Budapeşte’de geçici bisiklet yolları

Budapeşte’de pandemi sırasında alternatif ve daha güvenli bir seyahat şekli sunmak için şehir genelindeki hayati rotalarda geçici bisiklet ağları kuruldu.

Bu planlar, şehir yetkililerinin Budapeşte’deki trafik seviyesini izlemesi ve trafik sıkışıklığının temel bir değişikliğe uğradığı sonucuna varmasının ardından geldi. Otobüse binen yolcu sayısı yaklaşık yüzde 90 oranında düşerken, araba yolculuğu kabaca yarı yarıya azalmıştı. Sonuç olarak, hâlâ bir şekilde sokakta bulunması gerekenlere çözüm üretmek için daha fazla bisiklet hattı oluşturmaya karar verildi.

Üstelik Budapeşte’nin resmi bisiklet paylaşım programı MOL Bubi, işe gitmek gibi zorunlulukları bulunan bölge sakinlerini bisiklete binmeye teşvik etmek için fiyatlarını önemli ölçüde düşürdü.

Yeni Zelanda’da “taktik şehircilik” (tactical urbanism)

“Tactical urbanism” kavramını daha önce duymuş muydunuz? Aynı pandemi sonrası bisiklet ulaşımının yaygınlaştırılması için yapılan dokunuşlar gibi basit, ucuz ve anlık yaratıcı kent çözümleri “tactical urbanism” olarak sınıflandırılıyor.

Yeni Zelanda pandemi sırasında taktik şehirciliği resmi hükûmet politikası haline getirmek için fon sunan ilk ülke oldu.

Taktik şehircilik, söz konusu pandemi halinde parlak beton bloklarla kaldırımlar ve bisiklet yolları oluşturmak veya genişletmek gibi birçok biçim alabilir. Ülke bunu pandemiden önce bile deniyordu, ancak hükûmet bu hamleyi salgın gibi acil durum tarafından finanse edilen bir temelde yasalaştırma zamanının geldiğine karar verdi.

Buna ek olarak, ulaştırma bakanı Julie Anne Genter, Yeni Zelanda şehirlerini kaldırımları genişletmek ve geçici bisiklet yolları oluşturmak için yüzde 90 fon başvurusunda bulunmaya davet etti. Böylece normal koşullarda haftalara belki de aylara uzanacak bir süreç çok daha kısa bir sürede tamamlanmış oldu.