Skip to main content

Okumak, yazmak, paylaşmak ve okuduğunu, yazdığını ve paylaştığını anlamak için bir “Sürdürülebilir Sözlük” nasıl olurdu?

İklim krizi ve çevresinde gelişen fenomenlerin görünürlüğünün artmasıyla çevre bilincinin çok daha ön plana çıktığını söyleyebiliriz. Özellikle Gen-Z’nin sürdürülebilirlik kaygıları, onları hedef kitlesinde barındıran şirketleri bu doğrultuda adımlar atmaya zorluyor. Ancak kontrolsüzce kullanılan pek çok sürdürülebilirlik kavramı aslında ifade ettiği anlamdan çok kullanım amacıyla gündemde tutunuyor.

Biz de bu pazarlama yöntemine bir dur demek ve endişelerimizi çok daha hakim olduğumuz zeminlere oturtabilmek için bir “Sürdürülebilir Sözlük” oluşturmaya karar verdik.

Sürdürülebilir Sözlük: A

Ağaçlandırma: Doğal olarak ormanı olan veya olmayan alanlara ağaç dikme veya yetiştirme eylemi. Ağaçlandırma faaliyeti herhangi bir doğal afet sonrası hasar gören alanlarda ya da daha önce yaygın bir bitki örtüsüne sahip olmamış çorak alanlarda yürütülebilir. Boş alanlarda ağaçlandırma hedefli faaliyetler genellikle üretim ve ekolojik kaygıların birleşimini barındırırken, restorasyon faaliyetleri tamamen ekolojik kaygılara dayanıyor.

Örneğin su kıtlığı ve iklim krizi nedeniyle büyük ölçüde tehdit altında olan Pakistan, “10 Milyar Ağaç Tsunamisi” programını yürütüyor. Söz konusu program iklim değişikliğiyle savaşırken çevresel gücü geri kazanmayı amaçlayan iddialı bir orman restorasyon projesi. ⁠Üstelik pandemi döneminde başlatılan program sürecinde hükûmet pandemi sırasında COVID19 nedeniyle işten çıkarılan günlük işçilere istihdam sağlayarak sosyal sürdürülebilirliğe de katkıda bulundu.

Açlık: Birleşmiş Milletler’in raporuna göre, 2022 yılında yaklaşık 735 milyon insan açlıkla yüzleşti. 2019’dan beri 122 milyon artışa uğrayan rakamın Ukrayna’daki savaş, pandemi ve iklim krizi gibi spesifik olayların etkisinde arttığını söyleyebiliriz. Hatta rapora göre eğri aynı şekilde devam ettiği takdirde 2030’a kadar Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarının açlık ayağı ne yazık ki gerçekleştirilemeyecek. 

Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın ikinci maddesi olan “Açlığa Son” 2030’a kadar çocuklar ve kırılgan gruplar başta olmak üzere dünya genelinde güvenli ve yeterli gıdaya erişimin sağlanmasını hedefliyor.

Aşırı üretim: Pazarın talep ettiğinden veya ihtiyaç duyduğundan daha fazlasının üretilmesi.  Sonu gelmeyen üretim döngüsünde ihtiyaç duyulmayan ürünler çöplüklere giderek kirlilik sorununa katkıda bulunuyor. Yani ihtiyaç üstü üretilen her birim ürün gezegenimizi ve geleceğimizi olumsuz yönde etkiliyor. 

Atık probleminin yanı sıra söz konusu süreçler sera gazı çıktılarını, atık suyu, enerji kullanımını da beraberinde getiriyor. Bu kavram için en çarpıcı örneğin geçtiğimiz yıllarda Şili’de yer alan Atacama Çölü’nde fotoğraflanan atık kıyafet dağlarının olduğunu söyleyebiliriz.

Aşırı tüketim: Kaynak kullanımının ekosistemin sürdürülebilir kapasitesini aştığı nokta. Genişletilmiş bir aşırı tüketim modeli, çevresel bozulmaya ve sınırlı kaynakların olası kaybına yol açıyor. Esasında aşırı tüketimin genellikle aşırı insan nüfusuyla bağlantılı olduğunu söyleyebiliriz. Sonuçta insan sayısı arttıkça, hayatını sürdürmek için Dünya’dan çıkarılan malzemelerin tüketimi o kadar artıyor. İnsan sayısının nicel yönü bir yana gezegen üzerindeki ayak izimizi belirleyen birçok başka faktör var. Bu faktörlerin başını yaşam tarzımız çekiyor.

Aşma: Ekolojik, tüketimsel ve atık açısından kapasitenin ötesinde büyüme. Söz konusu kapasitenin Dünya’nın yeni kaynaklar yaratma ve atıkları absorbe etme dengesi arasında belirlendiğini söyleyebiliriz. Aşma eşiği sırasında, doğal sermaye mevcut kullanımı desteklemek için tasfiye ediliyor ve böylece Dünya’nın gelecekteki yaşamı destekleme yeteneği azalıyor. Aslında aşma kavramını gelecekteki bakiyemizi bugünden tüketiyoruz diyerek de özetlememiz mümkün.

Atık: Kişisel, ticari, kurumsal, belediye veya endüstriyel kuruluşlar tarafından üretilen ve daha fazla kullanım için hiçbir şekilde geri dönüştürülemeyen herhangi bir malzeme (sıvı, katı veya gaz). 

Kaynak: Unsplash

Atık analizi: Farklı atık akışlarının miktarının belirlenmesi, bunların toplam atık akışına oranı olarak kaydedilmesi ve detaylandırılması, varış yerinin belirlenmesi ve atık uygulamalarının ayrıntılarının kaydedilmesi.

Atık azaltma: Bir birey, ev veya kuruluş tarafından üretilen atık miktarını azaltmak için önlemler.

Atık yönetimi: Atıkların nasıl ele alındığına ilişkin uygulama ve prosedürler.

Atık Yönetimi Hiyerarşisi: Atık Yönetimi Hiyerarşisi, 1970 tarihli Çevre Koruma Yasası’nda tanındı. Sistematik bir şekilde atıkların tercih sırasına göre yönetilmesini teşvik eden liste Önleme, azaltma, yeniden kullanım, geri dönüşüm, enerji geri kazanımı, bertaraf şeklinde ilerliyor. Daha küçük yaş gruplarına hitap eden eğitim kampanyalarında bu listeyi genellikle ‘azalt, yeniden kullan, geri dönüştür’ olarak daha kısa bir haliyle görüyoruz.

Özetle asıl mesela atığa çözüm bulmadan önce atık oluşumunu engellemekte.

Ayak izi: İnsanlar, şirketler, endüstriler veya hükûmetler tarafından geride bırakılan izlenim ya da etki. Sürdürülebilirlik ve sosyal sorumluluk çapında daraltırsak fiziksel ayak izi, çevresel ayak izi, su ayak izi, karbon ayak izi gibi çeşitlerinin olduğunu söyleyebiliriz.