Her ne kadar yabancı hissettirse de kent hayatında başımızı her kaldırdığımızda karşılaştığımız “taktiksel kentçilik” (tactical urbanism) kavramını derinlemesine incelemeye ne dersiniz?
“Pandemi Sonrası Kentsel Ulaşımda Bisikletin Yeri” içeriğimizde taktiksel kentçilik kavramına değinmiştik. Pek çoğumuz için yeni olan bu kavram aslında kriz anlarında kamusal alanlara yapılan müdahaleleri içeriyor. Hem kent sakinlerinin hem de planlamacıların yaratıcılık ve taleplerini çözüme dönüştüren yaklaşım biçimi çoğu zaman kalıcı yeniliklere dönüşüyor.
Hızlı, ucuz ve eylem odaklı bir yaklaşım
Taktiksel kentçilik, bir araya geldiğimiz kamusal alanları daha tercih edilebilir ve işlevsel hale getiren “hızlı, ucuz ve eylem odaklı” iyileştirmeler olarak tanımlanabilir. Özellikle pandemi döneminde insanların ve araçların doldurduğu alanların dönüşüme uğraması, bu kavramın uygulanabilirliği açısından somut örnekler ortaya koyuyor.

Kaynak: Unsplash
Taktiksel kentçiliğin ortaya çıkışı, köprülerin ve otoyolların inşası gibi büyük altyapı projelerini denetlemede iyi olan ancak daha yerel bir ölçekte küçük değişiklikleri bile uygulamada sinir bozucu derecede yavaş olabilen geleneksel şehir planlamasının eksikliklerine bir çözüm üretme ihtiyacına dayanıyor. Görece ıssız bir sokağı ışıklandırmak, tercih edilmeyen bir kaldırımın taşlarını renklendirmek, araç yolu işgalini önleyerek bisiklet sürücüleri için alan yaratmak gibi basit gördüğümüz ancak çıktısı büyük iyileştirmelerin hepsi söz konusu kavramın altında toplanıyor.
“Kaynak eksikliği artık harekete geçmemek için bir bahane değil. Ancak tüm cevaplar ve kaynaklar bulunduktan sonra harekete geçilmesi gerektiği fikri bir anlam ifade etmiyor. Bir şehrin planlanması düzeltmelere izin veren bir süreç. Bu nedenle söz konusu planlamanın ancak olası her değişken kontrol edildikten sonra yapılabileceğine inanmak fevkalade kibirli bir davranış.” –Curitiba Eski Belediye Başkanı Jamie Lerner
Neden taktiksel kentçilik?
Neden şehir planlamanın ince elenip sık dokunduğu projelerin yerine daha hızlı ve basit alternatifleri tercih ediyoruz? Aslında cevap Jamie Lerner’ın yukarıdaki alıntısında saklı. Hızlı, ekonomik ve deneysel bir ortamda alternatif çözümleri hızlıca deneyimlemek hem kent sakinlerinin hem de uygulayıcıların dikkatini çekiyor. Bu doğrultuda ve vatandaşları da kapsayan bir süreç içinde bazı çözümler ömrünü tamamladıktan sonra rafa kaldırılırken, bazıları da kalıcı ve büyük ölçekli uygulanabilir hale getiriliyor.
Ne de olsa bir kente dışarıdan baktığımızda tüm parçaların kusursuz ve uyum içinde işlediğini düşünebiliriz. Ya da gözlemlediğimiz her element bizim için değiştirilemez veya değiştiğinde çarkı çok daha bozuk bir düzene itecekmiş gibi hissettirebilir. Taktiksel kentçiliğin deneysel doğası, uzun planlama sürelerine ve yüksek bütçelere ihtiyaç duymadan neler yapabileceğimize bir göz atma imkanı sunuyor.

Kaynak: Unsplash
Başta da söylediğimiz gibi çevremize baktığımız her an taktiksel kentçiliğin örneklerine rastlayabiliriz. Ancak tam olarak bir zemine oturtabilmek adına birkaç önemli örneği birlikte inceleyelim.
Taktiksel Kentçilik için Vaka Çalışması Örnekleri
Barcelona’nın Süper Blok Programı

Kaynak: Pexels
Barcelona’nın muntazam kent yapısı sosyal medyada övgülü ifadelerle sık sık paylaşılıyor. Yaklaşık iki bin yıllık İspanyol şehri, kentsel peyzajının geniş alanlarını arabalardan alıp yayalara geri veren geleceğin sürdürülebilir metropollerinin bir modeli olmaya çalışıyor. Bu radikal dönüşümü ise “süper blokların” planlanmasına dayandırıyor. Otomobil trafiğinin önemli ölçüde azaltıldığı veya tamamen ortadan kaldırıldığı mevcut şehir blokları sayesinde bahçeler ve yeşil alanlar refaha kavuştu.
Taktik şehircilik, şehrin ilk süper bloklarının yaratılmasında etkili oldu. Poblenou ve Saint Antoni semtlerinde arabalara artık izin verilmeyen sınırları belirlemek için, Barselona’nın şehir planlamacıları yerel mimarlık öğrencileriyle iş birliği yaparak sokaklara tabelalar çizdi ve çim sandalyeler, lastik tekerlekler ve saksılara ağaçlar yerleştirdi.
Barcelona’nın süper bloklar programı henüz çok genç, ancak dünyanın dört bir yanındaki birçok şehir tarafından kentsel peyzajın sağlığını ve yaşanabilirliğini önemli ölçüde iyileştirmek için bir model olarak görülüyor.
Milano’nun Açık Meydanları

Kaynak: Labsus
2018’de başlatılan Piazze Aperte (Açık Meydanlar) programının bir parçası olarak Milano’da yeterince kullanılmayan şehir sokaklarında ve yetersiz hizmet alan mahallelerde 38 kamusal meydan oluşturuldu. Artık Milano halkının en az yarısı ön kapılarından 15 dakika içinde halka açık meydanlarına erişebiliyor.
Milan’ın Piazze Aperte programı hızlı çözümlerin yanı sıra bir alternatif olan onaylanmış taktiksel kentçiliğin bir örneği. Yeni kamusal alan yaklaşımı, Bloomberg Associates ile bir kamu-özel sektör ortaklığında şehrin planlama departmanı tarafından onaylandı ve doğrudan uygulandı.
Times Meydanı’nın Dönüşümü

Kaynak: Pexels
Belki de en aşina olduğumuz örnek New York’ta yer alan Times Meydanı’nın trafiğe kapatılması olabilir. 2009 gibi erken bir tarihte, Big Apple’ın kalbindeki ikonik ticaret bölgesi araba trafiğiyle doluydu. Günümüzde ise arabalar (büyük çoğunlukla) yasaklandı ve papyon şeklindeki alanların çoğu plazalara dönüştürüldü. Bu çabanın mimarı ise 14 yıl önce eski bir NYC Ulaştırma Bakanlığı yetkilisi olan ve dönüşümü gerçekleştirmek için boya ve katlanır sandalyeler kullanan ünlü şehir teorisyeni Janette Sadik-Kha. Ünlü taktik kentçilik uygulaması o kadar başarılı oldu ki, Times Meydanı’nın dönüşümü 2017’de mimarlık firması Snøhetta tarafından kalıcı hale getirildi.