Bilgiyi en değerli varlığımız olarak görürken, onu saklayan ve herkesle paylaşılmasını sağlayan kitaplara da iyi davranmamız gerekiyor. Zaman içinde kendimizi ifade biçimimiz değişti, kullandığımız malzemelerin kalitesi değişti, fakat kitapların formu hiç değişmedi. E-kitaplar geleneksel kitapların en büyük rakibi olarak görülse de 2021 yılı verilerine göre sadece %59.5’i internet erişimine sahip olan bir dünyada şimdilik matbaaya meydan okumaları mümkün değil gibi görünüyor. Henüz e-kitaplarla tanışmadıysan veya sayfaları teker teker çevirmenin verdiği histen vazgeçmek istemiyorsan uygulayabileceğin birkaç adım var. Atma Dönüştür serimizin onuncu sayısında hasarlı kitaplarınızı onararak insanlığa kazandırmanın yollarına eğiliyoruz.
Atıkları direkt olarak çöp kutusuna göndermek eskide kaldı. Sürdürülebilirlik kaygısının dünyada yer alan her türlü grup tarafından benimsenmesi ile atıklar farklı bir anlam kazanıyor. İleri dönüşüm ve geri dönüşüm kavramları standartlaşmış yöntemlerimizin yerini alıyor. O hâlde seni bizimle yeni bir maceraya atılmaya davet ediyoruz! Yeni başladığımız Atma Dönüştür serisinde bizimle birlikte gündelik atıklarına ileri dönüşüm ile tekrar hayat vermeye ne dersin?
Atma Dönüştür serimizin diğer yazılarına buradan ulaşabilirsin.
Hasarlı/Eski Kitap Nedir? Hangi adımlar kitaplarımızın sağlıklı olmasını ve kağıt israfının önlenmesini sağlar?
Elbette bir kitabı onarmaya ihtiyaç duyana kadar alınabilecek bazı önlemler var. Aşağıdaki adımlar uygulayarak son aşamadaki önerilerimize duyacağın ihtiyacı azaltabilirsin.
Genellikle dış ortamda sergilenen kitaplar narindir, çevresel koşullardan oldukça kolay etkilenirler. Bu nedenle ortamda zarar görebilecekleri nem oranı, böcekler, sigara dumanı, güneş ışığı gibi faktörleri optimize etmek uzun ömürlü olmalarını sağlar. Tabii elinizden geliyorsa kapaklı raflarda saklamak, söz konusu deformasyonların yaşanmasını büyük oranda azaltacaktır. Bunların yanı sıra açık alanda tozlanan kitaplarınızı deterjansız kuru bir bezle temizlemek hem sizin hem de kitaplarımızın sağlığı için önem arz eder.
Eğer muhafaza sürecinizde bu adımların birkaçını atladıysan veya ne kadar hassas davranıyorsan davran kitapların zarar gördüyse artık onları hasarlı/eski kitap kategorisinde değerlendirebilirsin. Özellikle geçmişi daha uzun olan eski tip saman kağıdı kitaplar kopma gibi hasarları almaya daha yatkındır. Yine aynı şekilde özensiz kullanım cildin ayrılması, sayfaların soyulması gibi farklı sonuçlara da yol açabilir.
Hasarlı kitapları nasıl onarabiliriz?
Hasarlı kitaplarımızı onarıp tekrardan bilgi dönüşümüne dahil etmek için üst düzey bir el becerisine gerek yok. Biraz özveri ve bolca tutkal, ömrünü tamamladığını düşünen kitaplarınıza bir şans daha vermek için yeterli olacaktır. Aşağıdaki adımları izleyerek kendi kütüphanenin Onaran’ı olabilirsin.
Malzemeler
- Kalem
- Ataş
- İğne iplik
- Küçük plastik bir kap
- Fırça (Basit bir suluboya fırçası iş görür)
- Cetvel
- A4 boyutlarında iki kumaş parçası
- A4 boyutlarında iki adet PVC
- A4 boyutlarında mukavva veya karton
- İlk adımda elinizdeki kitabın orijinal cildiyle vedalaşman gerekiyor. Eskiyen cildi kitaptan tamamen ayırmalısın.
- Kitabın sayfalarını hizalayarak üst üste koy. Eğer kitabının dikişleri sökülmediyse yani sayfalar bir arada duruyorsa bu adımı atlayabilirsin. Sabitlediğin sayfaları iğne iplik yardımıyla birbirine dik.
- Tutkal hızlı kuruyan bir malzeme olduğundan, küçük bir kaba az miktarda dök. Daha sonra döktüğün tutkalı PVC’nin ortasına fırçayla sür.
- Birleştirdiğin kitap sayfalarını PVC ile düz bir zemine bırak ve kuruması için 15 dakika bekle.
- İçe katlama payını da hesap ederek kitabının boyutlarına göre kumaş ölçüsü al. Daha sonra mukavvayı kumaşın tam ortasına denk gelecek şekilde yerleştir. Bu noktada da kitabı kapattığında meydana gelecek gerginliği de hesap etmelisin.
- Mukavvanın ve kumaşın katlanan yerlerini gizlemek için ikinci kumaş parçasından yararlanabilirsin. Bu adımı da gerçekleştirdikten sonra başta dikmiş olduğun sayfaları kapağa yerleştirerek onarım işleminizi tamamlayacaksın!
“Ben bu kitabı zaten okudum, onarsam da bana ne faydası olacak?”
Günümüzde bazı kitapçılar/sahaflar “kitap değiş tokuşu” hareketini yaygınlaştırmak için çalışıyor. Hatta direkt kitap takası üzerine odaklanan platformlar mevcut. Kitapseverler arasındaki paylaşımı artırmayı hedef alan bu hareketi sürdürülebilirlik adına da oldukça önemli bir adım olarak görebiliriz. Kitap fiyatlarının ve kağıt atık miktarının gözlenebilir artışını düşündüğümüzde bu çemberin bir parçası olmak bireysel açıdan faydalı bir adım olabilir. Fakat bu ağa dahil olmak istiyorsan en önemli noktayı göz önünde bulundurmalısın: Takas etmek istediğin kitaplar eksiksiz, sağlam, hijyen kurallarına uygun ve okumaya elverişli olmalı.
Kütüphane ve modern ortak çalışma alanları
Farklı iş alanlarından serbest meslek sahipleri, bağımsız çalışanlar gibi gruplar tarafından tercih edilen ortak çalışma alanları (co-working space) giderek yaygınlaşıyor. İsim değişikliği nedeniyle kulağa yeni kavram gibi gelse de, kütüphaneleri ortak çalışma alanlarının atası olarak görebiliriz. Pek çok insanın sadece çalışma alanını değil, çalışma sürecinde ihtiyaç duyabilecekleri her şeyi paylaştığı (internet gibi) ortak paylaşım alanları büyük bir çerçeveden baktığımızda çok daha fazlasına karşılık geliyor. “Paylaşım” sadece somut imkânlarla sınırlı değil; bir topluluğa ait olmak, yeri geldiğinde bilgiyi ve düşünceyi de paylaşmak karşılıklı bir faydanın önünü açıyor. Aynı zamanda farklı disiplinlerarası etkileşimin çözüm fikirlerinin etki alanı üzerindeki etkisi, paylaşımın önemini oldukça artırıyor.
“Bana göre paylaşımlı çalışma alanları beş temel değeri içeriyor: Ortaklık, açıklık, çeşitlilik, iş birliği ve sürdürülebilirlik.” – Christian Cordes, “Co-Working Space Schiller 40”
Her ne kadar benzer bir amaca hitap etse de kütüphaneler ve ortak çalışma alanları bariz farklarla birinden ayrılıyor. Ortak çalışma alanlarının odak noktası “paylaşım”ken, bugün kütüphaneler geniş çapta kaynak erişimi gibi daha temel imkânlarıyla öne çıkıyor. Pek çok şirketin freelance çalışan tercihini artırmasıyla sayıları giderek artan ortak çalışma alanlarına özellikle büyükşehirlerde kolayca erişebilirsin.